Uzak diyarlarda, zamana hükmeden eski bir krallık vardı. Bu krallıkta, zamanı kontrol edebilen özel bir yeteneğe sahip Zamanın Okçusu yaşardı. 12 yaşındaki Aras, bu eski yeteneğin varisi olduğunu keşfettiğinde hayatı tamamen değişti.
Aras, babasının eski sandığında parıldayan bir yay ve ok buldu. Yay, zamanın akışını yavaşlatma gücüne sahipti ve oklar geçmişten gelen anıları bulabilirdi. Ancak bu gücün kullanımı tehlikeliydi, çünkü yanlış ellerde büyük felaketlere yol açabilirdi.
Kasabada garip şeyler olmaya başladı. İnsanlar anılarını unutmaya başlamıştı. Aras, bu durumun kaybolan Zaman Kristali yüzünden olduğunu öğrendi. Kristal, zamanın dengesi için hayatiydi ve kötü niyetli bir büyücü tarafından çalınmıştı.
Aras, kristali geri almak için yola koyuldu. Yanına sadık dostu, hızlı ve zeki kartal Şimşek’i aldı. Yol boyunca büyücünün gönderdiği tuzaklarla ve engellerle karşılaştı. Karanlık ormanda, zamansızca yaşlanan ağaçların fısıltılarını dinledi ve onlardan yardım istedi.
Büyücünün kalesine ulaştığında, büyük bir zaman döngüsü tuzağıyla karşılaştı. Yayını kullanarak zamanı yavaşlattı ve oklarından biriyle büyücünün kötü anılarını hedef aldı. Büyücü zayıfladı ve kristali bırakarak kaçtı.
Aras, kristali yerine koyduğunda, kasaba sakinleri unutulan anılarına kavuştu. Aras, artık sadece kasabanın değil, zamanın da koruyucusuydu.