Aslı ile Tulum

Tulum Yolda

Img 20250724 wa0011

Tulum artık evine kavuşmuştu. Eski günlerin korkusu geçmiş, yumuşak yastıkların, cam kenarındaki güneşin ve Aslı’nın sıcak gülümsemesinin tadını yeniden çıkarıyordu. Ancak o sokak günleri, Tulum’un içinde bir şey bırakmıştı: merak. Evdeki huzura rağmen dış dünyayı düşünmeden edemiyordu.

Bir sabah Aslı, büyük bir çanta hazırlamaya başladı. Bavul, su şişeleri, birkaç kıyafet… Tulum dikkat kesildi. “Bu evin dışında bir şey var yine,” diye düşündü. Taşınma mıydı? Tatile mi gidiliyordu?

Aslı, yere taşıma çantasını koydu. Tulum hemen içine girdi. Mırlayarak baktı: “Beni unutma.” Aslı gülümsedi. “Tamam Tulum, bu sefer birlikte gidiyoruz.” Tulum hayatında ilk kez uzun bir araba yolculuğuna çıkacaktı.

Yola çıktıklarında, araba hareket eder etmez Tulum başta biraz huzursuzlandı. Camdan dışarı bakmak istiyor ama kafesi onu sınırlıyordu. Motorun sesi, virajlarda sallanması, hepsi tuhaftı. Ama sonra Aslı’nın sesi duyuldu: “Tulum, iyisin değil mi?” Sakin bir mırlama geldi cevaben.

Aslı, onu zaman zaman kucağına alıyor, camı aralayıp taze hava koklatıyordu. Tulum o sırada rüzgârın içindeki kuş kokularını, çiçek tozlarını ve çok uzaklardan gelen sığır tarlalarının kokusunu ayırt ediyordu. Dünya genişti, hem de çok genişti.

Bir benzinlikte mola verdiler. Tulum, dikkatlice bir taşıma tasmasıyla dışarı çıkarıldı. İlk adımı çimenlere attığında, yerdeki böcekleri izledi, uzaktaki kuşlara göz dikti. Sonra bir kedi gördü, sokak kedisiydi. Göz göze geldiler. İkisi de kısa bir an durdu. Sonra Tulum başını çevirdi. Artık bir yolcuydu.

Yolculuk boyunca birçok yerden geçtiler: dağ yolları, geniş ovalar, kasabalar… Bir yerde Tulum, camdan baktığında koyun sürülerini gördü. Bir başka yerde gökyüzünde süzülen kartalları… Ve gece çökerken, bir yıldız yağmuru başladı. Aslı arabayı durdurdu, bagajı açtı, üstüne battaniye serdi. Tulum’u kucağına aldı ve göğe baktılar. Tulum patisini göğe uzattı sanki o parlayan ışıklardan birini yakalayacakmış gibi.

Varış noktası: Aslı’nın anneannesi, köydeki eski taş ev. Orada lavanta tarlaları, serin taş verandalar, ağacın altındaki hamak bekliyordu. Anneanne, “Ayy, Tulum bu mu? Ne güzelmiş!” dedi. Tulum hemen verandadaki yastıklara yerleşti, ama gözleri açık kaldı. Rüzgâr, uzaklardan anlatılacak yeni hikâyeler getiriyordu.

O gece köyün sessizliğinde, Tulum ay ışığında verandada uyudu. Yanında Aslı’nın eski bir kitabı vardı, üstünde onun kokusu. Yeni bir yer, yeni kokular, yeni maceralar… Ama en güzeli, yanında her zaman Aslı’nın olmasıydı.

Ve Tulum artık biliyordu: Macera her zaman uzaklarda değil, bazen arabanın arka koltuğunda başlardı.

Diğer Hikayeler

Asli ile tulum koy evinin sirri 4
Aslı ile Tulum

Aslı ve Tulum – “Köy Evinin Sırrı” (Son Bölüm: Mirasın Çağrısı)

Ağaçların arasından beliren genç kadının yüzü tanıdıktı. Sanki Aslı, kendi yansımasına bakıyordu ama zamanın ötesinden. Kadın yaklaştıkça Tulum kıpırdamadan durdu,
Asli ile tulum koy evinin sirri 2
Aslı ile Tulum

Aslı ve Tulum – “Köy Evinin Sırrı” (Bölüm 2: Baykuşun Sırrı)

Günler geçtikçe Aslı, köy evine daha da bağlandı. Elif Nine ile sık sık vakit geçiriyor, bitkiler, tılsımlar ve eski halk